Shiraishi, 2017 yılında çoğunluğu kadın olan 9 kişiyi, Twitter (günümüzde X) üzerinden tanışarak evine davet etti. Zanlı, kurbanlarını önce dövdüğünü, ardından boğarak öldürdüğünü itiraf etti. Cinayetlerin ardından cesetleri parçalayan Shiraishi, bazı parçaları evindeki kutularda ve buzdolabında sakladı, bazılarını ise çöpe attı.
2020’DE İDAM CEZASI ALDI
2017 yılı Ekim ayında Tokyo yakınlarında yakalanan Shiraishi, sorgusunda tüm suçlamaları kabul etti. 2020 yılında Japon mahkemeleri tarafından “soygun, tecavüz, cinayet, ceset parçalama ve ceset gizleme” suçlarından idam cezasına çarptırıldı.
Japonya Adalet Bakanı Keisuke Suzuki, infazın ardından yaptığı açıklamada, “Mahkûm, en ağır ve insanlık dışı suçları işlemiştir” ifadesine yer verdi.
SOSYAL MEDYADAN KURBAN SEÇTİ
Kurbanların 15 ila 26 yaşları arasında olduğu, büyük kısmının kadınlardan oluştuğu açıklandı. Shiraishi’nin, intihar eğilimi gösteren kişilere “ölmelerine yardım edebileceğini” söyleyerek ulaştığı belirtildi. Zanlı, kurbanlarını bu yolla kandırarak evine çekti.
2022’DEN BU YANA İLK İDAM
Shiraishi’nin idamı, Japonya’da 2022’den bu yana uygulanan ilk ölüm cezası olarak kayıtlara geçti. Ülkede idam cezası hâlen yürürlükte olup, infazlar sadece asılarak gerçekleştiriliyor. Aralık 2023 itibarıyla idam cezası almış ve infaz sırası bekleyen 107 mahkûmun olduğu bildirildi.
İDAM CEZASI TARTIŞMALARI GÜNDEMDE
Japonya, G7 ülkeleri içinde ABD ile birlikte idam cezasını sürdüren iki ülkeden biri. 2024 yılında yapılan bir kamuoyu yoklamasında halkın yüzde 83’ü idam cezasını gerekli gördüğünü belirtse de, infazların mahkûmlara çok kısa süre önce bildirilmesi ve süreçteki gizlilik, uluslararası kamuoyunda eleştiriliyor.
İdam cezasının uygulanışı ve şeffaflığına dair tartışmalar, Shiraishi’nin infazıyla birlikte ülkede yeniden gündeme taşındı.